Giriş Yap-Kayıt Ol
Bir Kelime Öğren
GESTALT |
Uzaktan Görü |
Pirokinesis |
Kelimeler
. | GESTALT |
. | Uzaktan Görü |
. | Pirokinesis |
. | Cadı Tahta |
. | Zombi |
Designed by: |
Ana Sayfa » Parapsikoloji Genel
Parapsikoloji Genel
Parapsikoloji Genel/Mavi Polisler
Yazar:İlknur ALPTEKİN DOĞANAY
HALA İNANMAYANLAR VAR: PSİŞİK DEDEKTİFLER Her şey 1972’de Puthoff, New York’lu sanatçı ve yazar İngo Swann ve emekli polis memuru Pat Price’ın şans eseri tanışmasından sonra başlamıştı. Swann ilk ziyaretinde, bir beton altında örtülü bulunan bir manyetometreyi sadece görerek değil, aynı zamanda onu bozarak da bir paniğe yol açmıştı. Price ilk girişiminde tam bir başarı sağlamıştır. “Orası, Hoover Tower gibi görünüyor.” demişti ve orası, Puthoff’un tam olarak bulunduğu yerdi. Araştırıcılar kısa bir sürede deneyimsiz amatörlerin de başarılı sonuçlar elde edebileceklerini buldular. Targ’ın bir arkadaşı olan fotoğrafçı Hella Hammid de ilk denemede başarılı olmuştu ve takımın yıldız görücülerinden biri olmaya başlamıştı. UG programı birkaç hafta sonra yoluna girmişti, devletten gelen iki adam çok ilgi göstererek ve çek defterlerini sallayarak şans getirmişti. Böylece, 20 yıllık gizlilikten sonra 1995 yılında, her şeyin baştan beri CIA tarafından kurulduğu resmen kabul edilmişti. (Savunma İstihbarat Topluluğu projeyi bir süre için üstüne almıştı ve diğer başka örgütler de buna dahildi ve belki hala dahildir.) CIA çalışanlarının neyle ilgilendiğine hiç şüphe yok; görücüler körfez bölgesinden çok daha uzaklara yolculuk yapabildiklerini göstermişti. Swann, Jüpiter’e bir göz atmak için uzaklaşıp onun çevresinde bir halka olduğunu duyururken (NASA bunu bir süre sonra doğruladı), Price şaşırtıcı bir şekilde, çok gizli bir Sovyet nükleer arazisinin doğru tarifini vermişti. Sonraki bir görücü olan, Amerika Ordusunda görevli istihbarat memuru Joseph McMoneagle (Cariton TV’sinde, Paul Mckenna’nın “Paranormal Dünyası” programında görülmüştür.) Mars’ın daha detaylı bir tarifiyle gelmiştir, bu tariflerin arasında orada bir zamanlar yaşam olduğu da vardı. Bu da aşağı yukarı doğrulanmıştır.
Joseph McMoneagle, 1984’te, Merit nişanıyla ödüllendirilmişti. Bu başarısı onu, “diğer kaynaklardan elde edilemeyecek olan hayati ve çok önemli bilgileri üretmesini sağlayan, zeki iletişimde bir devrim sağlayan özel bir zeka projesinin orijinal plancılarından ve aksiyonerlerinden biri olarak” ünlendirmişti. Ama CIA 1995 yılında, bu kadar kullanışlı olan bütün projeyi bitirdiğini ilan etti. Aynı zamanda American Institutes of Research’ten (Amerikan Araştırma Enstitüsü) uzagörünün (durugörü) bilgi üretmede başarısız olduğuna ve daha fazla kullanılmasına yetki verilmediğine dair bir rapor almıştı. İlk komplo teorisi kuralı; resmen inkar edilinceye kadar hiçbir şeye inanmamak gerektiğidir. Ordunun, kendini halka açıklamaya karar veren uzagörücülerinden biri olan David Morehouse’a göre bu, “klasik bir yanlış bilgilendirme kampanyası ve “dikkatle planlanmış bir medya saldırısının” parçasıdır. O, Psychic Warrior (Psişik Savaşçı) kitabında daha da ileri gitmektedir: “Bilgi amaçlı uzagörünün artık tamamen fonlarla desteklenen, çok gizli ve çok korumalı ve hatta çok ölümcül olarak kaldığına inanıyorum.” Onun inancına göre bu, şimdi uğursuz bir şekle, uzaktan etkileme diye bilinen bir hale dönmüştür. 27 Ağustos 1995’te, Kanal 4, yazar Jim Schrakel tarafından sunulan Gerçek X-Dosyalarını göstermiştir. Uzaylılarla irtibat kuranlara ve ekin halkaları ile ilgilenenlere davrandığı gibi nazik olmayan bir şekilde davranacağı umulabilirdi ama o bütün hikayenin iyi bir özetini verdi. Programda, olayla çok yakından ilgili olanlarla yapılan röportajlar vardı ve hatta kendisi bir çeşit uzagörü göstermiş gibi oldu. Bu da bir karşı medya saldırısı türü müdür? Zaman içinde hep birlikte göreceğiz.
Cem G. hakkında uzaktangörü ile toplanan bazı bilgiler...
“Tarih ya 15-16 ağustos ya 16 Eylül ya da ramazan bayramı, hareketlenme zamanı, geliş zamanı, hata zamanı, YAKALANMA ZAMANI??” Kira-04.08.2009- Teslim olmadan yaklaşık 40 gün önce kesin tarih söylendi ve sitemize kaydedildi... ilgili yerlere de bildirildi 40 gün önce teslim tarihi. "Cem Garipoglu'nu elleri onden kelepceli iki polis arasinda hafif yokus bir yerden inerken gordum, emniyet binasi gibi sanki, üzerinde siyah deri mont ve kot pantolon var." Simay-28.08.2009 "Etrafda gosteri yapanlar vardi, sanki tas falan atmak isteyen oluyor da polis koruyor..." Simay-28.08.2009 “Bir pazarlık var. Telefon görüşmeleri falan. aklıma takıldı acaba cemi teslim edecekler de yetkililerle pazarlık mı yapılıyor. sanki ortalığın biraz sakinleşmesi bekleniyor. sanki kısa bir süre sonra cem birilerine teslim edilecek.” ÇG-08.07.2009 "Hava serin ve cemin üzerinde bir siyah tşhirt var" Papatya-11.09.2009 "Karayolunda mevki belirten tabelada baştarafı okunmuyor sonunda, ...kapı yazıyor, bahçekapı edirnekapı gibi" Çağrı-04.09.2009 "Akşam saattlerinde tutulanacak, hava çok soğuk olacak o akşam, ekim ortası kasım başı" Misi- 04.09.2009 "Saç traşı oluyordu, birisi Cemi traş ediyordu" Misi-10.09.2009 -Tesliminden 7 gün önce "Tişört siyah, yakada yarasa resmi-kuş-gitar?, uzun saç, sakal baskın" AnKa 03.08.2008
----------------------
Öngörü tarihi : 22 Aralık 2009,,, “Hava karanlık gibi … ama gece değil… havadan gri iri kar gibi ya da yanardağdan çıkan tüf gibi bir şeyler yağıyor… gri renkli kara da benziyor ama taş mı kül mü anlayamadım…” Öngörü tarihi : 14 Mart 2010 … “Bir krater ağzı.. tepeden yandan bakıyorum… hava sakin, hafif karanlık… kapalı… birden kraterden lavlar püskürmeye başladı !!! yer… bilemiyorum… ama soğuk ve karanlık bir dağ… ürkütücü… sanırım bir yanardağ patlayacak !!! iki gün üst üste gördüğüm duruların ikincisinde ise kutuplardayım… her yer buz kütleleri ile kaplı… yakıcı bir soğuk… iki kara parçası var buzulların arasında… hareket ediyor, kayıyor… orada olmak hoşuma gitmedi… neler olduğunu anlayamadığım tuhaf hareketler vardı…” Tarih 21 Mart 2010 … Sadece bir hafta sonrası… İzlanda’da Eyyafyallayöküll buzulu altındaki yanardağ, tam 190 yıl sonra gece yarısı püskürmeye başladı… Gerçekleşen onlarca öngörü… aralarında kamuoyunun uzun süredir gündeminde olan “Münevver Cinayeti” de var. Katil zanlısı Cem G.‘nin yakalanış tarihi, 40 gün önceden, üzerinde olan kıyafeti ve saç tıraşı ve sakalı ile ilgili tanımlamalar da yakalanışından bir hafta önceden öngörü olarak bilindi… İnternet ortamında popüler bir paylaşım sitesinde resmi olmayan bir grup kuruldu adı : www.evrenindili.com Basında çok yankısı olan Münevver Karabulut cinayeti ve Kayseri’deki kayıp çocuklar ile ilgili uzaktangörü ve durugörü ile ilgili yer araştırmaları yapıldı. Bu çalışmalar polis teşkilatına bilgi olarak gönderildi.
DURUGÖRÜ, UZAKTANGÖRÜ Duyu dışı algılama, normal duygularla yani görme, işitme, tatma, koku alma ve dokunma ile algılanamayan, zaman ve mekan sınırı olmayan bilgiye ulaşabilmek… Bu yeteneğe sahip olabilmek… Korkutucu olduğu kadar gizemli ve ilginç de… Ve bir o kadar da gerçek… Sezgi ya da altıncı his olarak bildiğimiz bu edinim, aslında hepimizde bulunan doğal bir yetenek… Kimisinde uyuyan, kimisinde doğuştan , kimisinde gelişmiş, kimisinde geliştirilebilir… Zaman zaman geçmişte yaşanıldığı gibi tartışmaya ve kötü kullanıma da açık. Ama olumlu yönde ele alınırsa ve yıllarını insan beynini araştırmaya vermiş bir uzmanın önderliğinde olursa getireceği artıları bir düşünün… Grubun kurucusu ve yöneticisi Dr. Sultan Tarlacı, İzmir’de özel bir hastanede Nöroloji uzmanı olarak çalışıyor. Dr. Tarlacı, Türk Nöroloji Derneği altında hizmet veren Nörolojik Yoğun Bakım ve Kognitif Nörobilim Grubu çalışma üyesi. Uzmanlık dalı alanında yayınlanmış tıp kitapları ve makalelerinin yanı sıra Bilinç: Antik Çağdan Günümüze Bilinç-Beyin Sorunu ve Kuantum Beyin: Bilinç Beyin Sorununa Yeni Bilimsel Yaklaşım isimli iki kitabı var bu konulara ilişkin… 2000 ve 2001 yıllarında üst üste TÜBİTAK Beyin Araştırmaları Derneği’nden Araştırma Teşvik Ödülü, 2003 yılında da Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Sedat Simavi Sağlık Bilimleri Ödülü olan Dr. Tarlacı, bu konulardaki bilgi birikimini, sosyal paylaşım sitesinde tüm meraklılarıyla paylaşıyor. Durugörü ve uzaktan görü yeteneği olan kişilerden oluşan grubuyla ve tüm meraklılarıyla kamuoyunu ilgilendiren birçok bilinmezin üzerine yoğunlaşıyorlar. Sitenin 1.251 üyesi var bunlardan biri de benim… “PARAPSİKOLOJİYE ÇÖPLÜK GÖZÜYLE BAKILIYOR” Bilimsel yöntemi ve uygulaması çok tartışılan birçok konuyu içeren Parapsikoloji’nin, yanıtlardan çok sorulardan oluşmasını; bu konuda bilim adamlarının sesinin az çıkmasına bağlayan Dr. Sultan Tarlacı bakın neler diyor ; “Tıpkı metafizik gibi kenarda olan, tam bilim olarak olgunlaşmamış bir çalışma alanı Parapsikoloji… Kelime anlamına baktığınızda da psikolojinin ötesinde, ardında, kenarında manasında. İçerdiği konular arasında durugörü, telepati, psikokinezi (cisimleri hareket ettirme), öngörü, spiritüalizm (bedensiz ölü ruhlarla bağlantı kurma sayılabilir. Bunlar arasında durugörü ve uzaktangörü, farklı zaman ve mekanlarda oluşan olaylarla ilgili bilgiyi; normal insanlardan farklı olarak bilebilmek ve hissedebilmek olarak tanımlanabilir. Telepati, toplumda daha iyi bilinen bir kavram. Bir zihinden diğerine düşünce iletişimi olan telepatide, doğrudan içsel deneyime ait bilgi birikimi aktarımı vardır. Ama Parapsikoloji’ye daha çok bir çöplük gözüyle bakılıyor. Bilgisayar çöplüğü gibi… Evet, içerisinde saçma sapan şeyler de var ama bu çöplük içerisinde altın değerinde bazı şeyler de var. Bunları bilgisayar çöplüğünden bilimin içerisine geri almak gerekir.” Dr.Tarlacı, ülkemizde parapsikoloji ile ilgilenenlerin üniversite kapılarından içeri sokulmamasına ve bu nedenle de bilimsel araştırmaların azlığına dikkat çekerek şöyle sürdürüyor sözlerini; “Artık ülkemizdeki üniversitelerin de yurt dışındaki bazı örneklerde olduğu gibi konuya önem vermeleri ve henüz paradigma öncesi evrede olan Parapsikoloji’ye üvey evlat muamelesi yapmaktan vazgeçmesi gerek. Akademik kurumlarımızda, resmi üniversitelerimizde, özel üniversitelerimizde hatta polis ve askeriye destekli parapsikolojik durugörü ve uzaktangörü araştırmaları yapılmalı. ABD ve Rusya’da 1965-1995 arasında özellikle askeri destekli yıllarca süren araştırmalar yapıldı. Yine yıllardır Avrupa ve Amerika’da polis teşkilatları bilgi toplayamadıkları ve sonuca ulaşamadıkları olaylarda bu tür hassas kişilerden yararlanıyor. Hatta çok ünlü bir uzaktangörü’cü kayıp çocuklarla ilgili 18 vaka üzerine çalıştı ve bunların 5 tanesinin bulunmasını bizzat sağladı. Bu bile hiç yoktan iyidir. Burada şunun da altını çizmek lazım ki bu vakalarda polisin elinde tek veri dahi yoktu ve bulunma olasılıkları sıfırdı. Bana göre uzaktangörü ile kimsenin erişemeyeceği bir bilgi edinebiliyorsak, bu bilgi çok sönük, silik bile olsa sıfır sonuçtan yani elin kolun bağlı olmasından daha değerlidir.” Konuya bilimsel açıdan yaklaşıp değerlendirmek önemli… Bu işin şarlatanlığını yapanlar ve üfürükçüler bol memlekette… Bilim adamları konuya sahip çıkıp desteklenirse, işin şarlatanlık boyutu ortadan kalkar ve bu tür hassas kişilerin yetenekleri olumlu ve gerek duyulan önemli alanlarda kullanılır. Bu arada felaket tellalığı gibi görülmesin ama sitede son olarak yer alan bir uzakgörüye de burada yer vermek istedim… Yazımın girişindeki yanardağ felaketini önceden tahmin eden aynı rümuzlu kişinin bir öngörüsü bu… olmaması temennisiyle paylaşıyorum : “İstanbul’da deprem algıladım. .. Bu sefer deprem olacak demeye dilim varmıyor… 5-8 Mayıs arası İstanbul’da büyük bir deprem yaşanacak sanırım… 3-8 Mayıs arası… 4 Mayıs çiçek fırtınası günü deprem olacak İstanbul’da… Durugörü’de deprem oldu. Türkiye’nin kuzey batısı ve arkamdan bir sürü insan bu kapıdan geçti… fuarın standları yıkılacak depremde… Ve fay kırılıyordu !!”
| 14971 tıklama | Email
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili
Aşağıdaki bilgiler Sarai Sierra'nın canlı veya ölü olarak bulunduğu yeri tanımlamak için uzaktangörü yöntemiyle toplanmıştır. Bu bilgilerin hiç bir bilgi sahibi olmadan, sadece duyular dışı algı ile elde edildiğini bilerek konuyu okumakta yarar var. Elde edilen bilgiler nasıl öldürüldüğü, ölü veya canlı olup olmadığı, bulunabileceği konumla ilgili çok dikkat çekici benzerlikler göstermektedir. Elbette Sierra' nın bulunduğu yer konusunda yanlış bilgiler de elde edilmiş ve tüm bilgiler kayıt altına alınmıştır. Elde ettiğimiz bilgileri terazinin kefelerine koyduğumuzda, uzaktangörü ile bulunduğu yer açısından anlamlı bilgiler elde edildiğini göreceksiniz. Bu bilgilerin duyular dışı algı ile ve ek olarak hiç bir polis bilgisine sahip olmadan elde edildiğini unutmadan okumanız ve yorumlamanız gerektiğini hatırlatırız. Burada sunulan bütün bilgiler cesedi bulunmadan önce sitemizin FORUM kısmına kaydedilmiştir. Yazılanları olduğu gibi forumda okuyabilirsiniz.... Şimdi tespitlerimizin uyumuna ve uyumsuzluklarına bakalım:
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili
1996 Yılında Fenomen (sayı 3, sayfa 28) dergisinde, 11 Ağustos 1999'da Batı Anadolu Fay hattında bir deprem olacağı endişesi Ata Nirun tarafından yazıldı. Nedenleri açıklandı ve Fenomen dergisinde belirtilen tarih olan 11 Ağustos 1999'da değil de 17 Ağustos 1999'da büyük Gölcük depremi oldu. Rastlantı mı? Tahmin mi? Astrolojinin gücü mü? Yoksa yazarın dediği gibi "Kehanet ve Bilim Arasında" bir çıkarım mıydı? Derginin sayfalarından alıntıları aşağıda görebilirsiniz. 1999 Gölcük Depremi, 17 Ağustos 1999 sabahı, saat 03:02'de, Kocaeli/Gölcük merkezli olan deprem. Richter ölçeğine göre 7,5 Mw büyüklüğündeydi, büyük çapta can ve mal kaybına neden olmuştu.
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili
Öngörünüz/rüya/Haziran 2011: Abdullah Öcalan bir odadan içeri benim bulunduğum yere geliyor ve yanında iki kişi daha var. Oturuyor karşımda. Sağ gözünde görme bozukluğu ve kaybı varmış. Sağ gözü kapalı bir gözlük takıyor sanki. Elinde silah, küçük kalaşnikof gibi ama yakından ucuna bakınca plastik ve sahte gibi. Bana "bu silahi size verebilirim" diyor. Diğer iki kişide de benzer silahlar var. Çok mülayım ve sakin gözüküyor. Bende "silah vermekle olmaz sanırım. 20 bin insan öldü, aileleri ile 120 bin sana öfkeli insan var. Özür dilesende bu insanlar senden hep nefret edecekler" diye düşünüyorum-ya da söylüyorum. Kaydedilme zamanı, Gün-Ay-Yıl ve Saat-Dakika-Saniye: 17-06-2011. Ayrıntısı için tıklayınız...
| 11377 tıklama | Email
|
Parapsikoloji Genel/Durugörü
Yazar:Evrenin Dili Yönetimi
Gerçekleşen öngörülerinizi ve rüyalarınızı buradan FORUMA YAZIN. Haber linki ve açıklamasını da eklemeyi unutmayın lütfen... Sitedeki duru ve rüyaları kendi adınızı seçerek veya gerçekleşenler-gerçekleşmeyenler, kategorilere göre arama yapıp alt alta görebilirsiniz. Sadece kendi adınızı seçtiğinizde bir DURU veya RÜYA günlüğünüz oluşacaktır. Kendi adınızı + gerçekleşenler seçeneğini bir arada seçince, ARAMA yaparsanız, duru veya rüyalarınızdan gerçekleşenleri alt alta görebileceksiniz. Değişik kombinasyonda aramaları yapabilirsiniz. Diğer kişilerin duru ve rüyalarına da benzer şekilde DURU-RÜYA ARA kısmından bakabilirsiniz. Aşağıda daha önceki çalışmalarımızı ve vaka araştırmalarımızı görebilirsiniz.
Sarai Sierra: Uzaktangörü ile Yer Bilgileri ve Analizi (2013)
Kayseri'de Kaybolan 3 Şeker Çocuk Hakkında Durugörüler (2011)
Kayserili Çocuklar Hakkında Uzaktangörülere Genel Yorum (2011)
Selde Kaybolan Dila Manav Konum Bilgisi (2009)
Cem G. ve Münevver K. Cinayeti Hakkında Tüm Durugörüler (2009)
Daha fazlası için "Kayıplar ve Üzerine çalışma yaptıklarımız"
Uzaktangörü ile Çizim Denemelerine Katıl, Yeteneğini Keşfet!
| 7908 tıklama | Email
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili Yönetimi
4 Ocak 2013 tarihinde sitemize, makinist hatasından kaynaklanan bir tren kazasının Ocak ayı içinde, yakın bir zamanda gerçekleşeceği yönünde öngörü algısı kaydedilmişti. 6 Ocak 2013 tarihinde, yani kayıttan 2 gün sonra, Elazığda iki tren çarpışması gerçekleşti. Elazığ'da tren istasyonuna giriş yapan yolcu treni ile manevra yapan yük treninin çarpışması sonucu 2'si makinist, 8 kişi yaralandı. Alınan bilgiye göre, Adana'dan yola çıkan yolcu treni Fırat Ekpresi, Elazığ'a 25 kilometre mesafede Yolçatı tren istasyonu girişinde manevra yapan bir yük treniyle çarpıştı.
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili Yönetimi
Gerçekten inanılmaz. Bundan daha iyi nasıl anlatılır. Keşke olumlu şeyleri algılamak daha çok olsaydı... Ama algının doğasında bu var. %70-80 kötü ve olumsuz olaylar algılanıyor. Gerçekleşen öngörü açısından sevindirici, ama olay açısından üzücü! Ölümler var. Ama diğer yandan bu olay zaten olacağı için görüldü! olmasaydı zaten görülmeyecekti! Oradaki kurbanlardan birilerinin anlık korkusu veya acısı, zamanın koridorlarında o kadar güçlü bir etki yaratmış ki, 22-23 gün kadar geriye etki edip, öngörüyü gören/algılayanın beynine algı olarak ulaşmış... 22-23 gün önceden olay algılanmış... 31 Aralık 2012'de bu öngörü kaydedilmiş... Olayın ayrıntısını için FORUMDA okumak tıklayınız veya Orijinal kaydı görmek için ise buraya tıklayınız.
| 7117 tıklama | Email
|
Parapsikoloji Genel/Öngörüler
Yazar:Evrenin Dili Yönetimi
04 Ocak 2013'de kaydedilen bir öngörü, Gerçekleşme 27 Ocak 2013. Çok güçlü olmasa da iyi bir öngörü: Öngörünüz: "Kimyasal bir koku.. İlaç gibi.. Büyük, depo kapılarına benzer bir kapısı var. İçeriye girp çıkan adamlar görüyorum. O esnada büyük bir yangın görüntüsü. Sonra da patlama sesleri. Önce patladı, sonra mı yandı yoksa yangının etkisiyle patlamalar mı oldu bilmiyorum. Kapının şeklinden... Yangın görüntülerinden ve yangından önce gelen kimyasal bir koku dışında hakkında bir bilgim yok." Kaydı görmek için tıklayınız veya FORUMDAKİ tartışmasına katılmak için tıklayınız
| 7209 tıklama | Email
|
Parapsikoloji Genel/Bilimsel Açıklamaları
Yazar:Doç. Dr. Sultan Tarlacı
Bilim dediğimiz doğadan elde edilen bilginin sistematik hale getirilmesidir. Doğanın başlangıçtan beri olan kendi kuralları vardır. Bu kuralların bazıları çok net ortaya konulabilirken, bazıları bizim anlayışımızı zorlamakta ve mantığımızla bile çelişmektedir. Doğayı ve işleyişini anlama çabamızın, yani bilimsel bilgi üretmemizin sonu gelmeyecektir. Muhtemelen doğanın gerçek işleyişini hiçbir zaman anlayamayacağız ve gerçeğin tahtının yamacına ancak yaklaşabileceğiz. Bu nedenle, doğadaki işleyişin tamamını biliyormuş gibi düşünerek, bahsi geçen “bunlar bilimsel değil, bilimin [bilinen] kuralları ile çatışıyor” şeklinde karşı çıkışlar çok komiktir. Gelinen noktada kuantum fiziğinin biyolojik yapılarda işleyişini görmek bunun en açık örneğidir. Doğa işlerken bizim bilimimizin kurallarını bilmez ve hatta dikkate bile almaz. Doğa bize bazen “anomaliler” ile göz kırpar. Biz doğadan öğreniriz ama doğaya ondan öğrendiğimiz kuralları dayatamayız.
|
Parapsikoloji Genel/Rüyalar
Yazar:Dilek Evren
Genel olarak insanlar, rüyalarını çözemedikleri zaman onların saçma sapan olduklarını; gerçekleştiğine tanık oldukları zaman ise mucize yaşadıklarını düşünüyorlar. Oysa rüyalar saçmalık olmamakla birlikte, onların görüldüğü gibi gerçekleşmesi de mucizevi ve şaşılacak bir durum değildir. Bütün rüyalar önemli bilgiler ve mesajlar içerir sadece bizler onları çözemediğimiz için bir anlam yükleyemeyebilir, bu yüzden mesajı doğru alamayabiliriz.
|
Powered by AlphaContent 4.0.7 © 2008-2025 - All rights reserved